Makale özeti ve diğer detaylar.
Sibirya’da yasayan diğer halklar gibi Türk toplulukları da bölgenin sınırlı imkânlarını iyi kullanmak zorundaydılar. Bazı yönlerden zengin ( yeraltı kaynakları) bazı yönlerden de kısıtlı imkânlara (özellikle taze sebze üretimi ve tarım) sahip bölgede sağlıklı bir beslenme sağlayabilmek için pek çok kaynak kullanıldı. Bu kaynaklar arasında doğada kendiliğinden üreyen besleyici kökler de vardı. Sibirya Türk topluluklarında “kandık” adlı bitki sadece bir besin maddesi olarak değil, aynı zamanda inanca da girmis bir besin türü olarak dikkat çekmektedir. Geçmiste özellikle açlık yıllarında oldukça fazla tüketilen bu bitki sehirlesme ve diğer etkenler sonucu yok olma sürecine girmistir.
Turkish communities like many other communities living in Siberia had to use limited potentialities of the region in the best way.With the purpose of obtaining healthy nutrition in the region which possesses rich (underground resources) in many ways and limited (especially) potentialities in many other ways, many resources have been used. Among these resources, there were spontaneously-reproducing roots in the nature. In Siberian Turkish communities, the plant called “Kandık” draws attention not only as a nutrient but also as a kind of plant which has a place in faith. This plant which was consumed a lot in the past especially during starvation years has begun to become extint due to urbanization and other factors. The plant called “Kandık” and its aspect reflecting on other fields of life will be analysed in the article.