Makale özeti ve diğer detaylar.
Her bilim dalının olduğu gibi, tasavvufun da kendine ait terimleri vardır. Başlangıçtan beri yazı-lan hemen hemen bütün tasavvufî eserlerde bu terimler kullanılır. Dini ilimlerin pek çok alanın-da İbn Arabî'nin (ö.1165/1240) yeni, orijinal fikirleri olduğunu ve bu yüzden kendisinden de-vamlı bahsedildiğini bilmekteyiz. Endülüslü ünlü sûfi-düşünür Muhyiddin İbn Arabî'nin fikirleri ve eserleri, İslam düşüncesi ve tasavvuf terminolojisi üzerinde derin izler bırakmıştır. O'nun öğretisi yaygın olarak “varlığın birliği” (vahdet-i vücud) olarak isimlendirilmiştir. İbnü'l-Arabî'ye göre, Allah tamamen evrenin dışında aşkın bir varlıktır ve evren O'nun ilahi isimlerinin bir tezahürü-dür. O'nun dili özellikle bu konuda semboliktir. Seyyid Mustafa Rasim Efendi'nin “Istılâhât-ı İnsân-ı Kâmil”inde baştan sona İbn Arabî'nin kullandığı terminolojinin izleri vardır.
Like every academial discipline sufism also has its own terminology used in sufi books from very early times. Hence, it is very important to explain the sufi terminology for a correct understanding. The ideas and works of the celebrated Andalusian sufi-thinker Muhyiddīn Ibn al-Arabī (d.1165/1240) have left profound imprints on Islamic intellectuality and sufism terminology. His doctrine commonly called “unity of being” (wahdat al wujûd). According to Ibn al-Arabī, God is absolutely transcendent and universe is an appearanca of His divine names. His language is a symbolic one especially on this subject. There are echoes of the terminology of Ibn Arabī throughout the Seyyid Mustafa Râsim Efendi's “Istılâhât-ı İnsân-ı Kâmil (The terminology of Perfect Man).