Makale özeti ve diğer detaylar.
Cadılık ve cadıcılık olgusu, kadın sorunlarıyla ilgili araştırmaların özel ve ilginç bir boyutudur. Bu konu, tarih, toplumbilim ve insanbilimleriyle olan bağlantısının yanı sıra, hemen hemen tüm kültürlerin boş inan sistemlerine/söylemlerine girmiş, edebiyat, resim, sinema vb. sanatlarına yansımış söylenceler içerir. Bu derleme, kadınların, cadılıkla suçlanarak kurbanları olduğu "cadı avı" vakalarının kısa bir tarihsel öyküsünü vermeyi ve yorumlamayı amaçlamaktadır. Bu tarihsel döküm içinde, ayrıca, kadınların cadılıkla suçlanmasının altında yatan ekonomik, ideolojik, dinsel ve ataerkil gerçek nedenler ve kadınların da bu korkutucu/ tehdit edici sistemle başa çıkabilmek için, cadılığı bir karşı-korkutma/savunma mekanizması gibi kullandıkları tezi vurgulanmak istenmektedir.
Witchcraft and witch-hunting cases are a special and interesting dimension of studies about woman matters. In addition to being a historical, anthropological and sociological phenomenon, this legend, as well as being a historical fact, is an item which has found place for itself in superstitious/wording systems of all cultures and has been reflected to their art as literature, painting and film story etc. This review aims to present a brief historical story of "witch hunt" incidents in which women have often been the accused part and the victims of witchery. Besides, in this historical sequence, it also aims to emphasize both the real economical, ideological, religious and patriarchal reasons lying under the charge of witchcraft and of women using witchery as a against-frightening and or defence mechanisms to be able to cope with that frightening and or threatening system.