Makale özeti ve diğer detaylar.
Ülkelerin finansal sistemlerinin gelişmişliği ile ekonomik büyüme arasında önemli bir korelasyon vardır. Bu sebeple, finansal sistemlerinde gelişmiş bir sermaye piyasası ve bankacılık sektörü kombinasyonu sağlamış olan ülkeler ekonomik büyüme açısından ciddi bir avantaja sahiptir. Finansal ürünlerin kamusal mal niteliği taşıması ve finansal istikrara duyulan ihtiyaç, düzenlemenin önemini ön plana çıkarmaktadır. Yaşanan ekonomik krizler finansal sistemin çeşitli tehditlere karşı korunması ve düzenlenmesi ihtiyacını daha da artırmıştır. Kurumsal iktisat yaklaşımında devletin ekonomik hayata sınırlı müdahalede bulunması esas olmakla birlikte, ekonomik hayatın girişim özgürlüğü üzerinde yükselmesinin temel şartı mülkiyet haklarını koruyacak ve piyasaların etkin çalışmasını sağlayacak hukuki ve ekonomik alt yapının kurulmuş olmasıdır.
There is a strong correlation between the level of development in the financal system of a country and its growth rate. Therefore, countries whose financial systems are composed of a combination of both developed capital markets and banking sectors possess a great advantage in terms of the economic growth of a country. Financial products are considered public goods and the need for financial stability has highlighted the importance of regulations. The economic crises have shown the need for financial markets to have protection mechanisms in place when faced with a particular threat in the market. Moreover, this has increased the need for regulation. According to the corporate economic approach, where the state has a restricted intervention role in the economy, the basic condition for economic life to increase above freedom of enterprise is that a sound legal and economic underlying infrastructure of the markets is in place which provides the protection of property rights and the efficient functioning of the economy.