Makale özeti ve diğer detaylar.
Çin son yirmi yılda ihracatını beş kat artırarak, ABD ve Almanya’nın ardından dünyanın en büyük ihracatçı ve ithalatçı ülkesi durumuna gelmiştir. Açık Kapı Politikaları’nın ardından Çin işgücü piyasaları değişmekte, büyümekte ve zenginleşmektedir. Çin’de özellikle Pasifik Okyanusu kıyı şeridinde ücret artış oranları yüksektir. Bu bölge dünyanın en çok doğrudan yabancı sermaye çeken bölgesidir ve bu yapı Çin’i küresel sistemin önemli aktörlerinden birisi haline getirmektedir. ABD çıkışlı finansal kriz ortamında Çin, küresel durgunluğa karşı istikrarlandırıcı olarak görülmektedir. Çin ekonomisi çok üreterek hızlı büyümektedir. Ancak, Çin ekonomisi ve işgücü piyasaları ikili bir yapı sergilemektedir. Ekonominin ikili yapısı gelir dağılımını adaletsizleştirmektedir. İşgücünün bir bölümü zengin diğer bölümüyse fakirdir. İki kesim arasında bulunan oransal gelir dağılımı farkı giderek büyümekte ve bu durum dünya ekonomisinde küresel etkiler yaratmaktadır.
China’s exports increased by five times over the last two decades and China has become world’s third biggest exporter and importer after Germany. Chinese labor markets has been changing, growing and getting richer after The Policy of Open Doors. First of all labor wage has been increasing especially in the Pacific coast of China. This region is one of the most attractive direct foreign investment areas in the world and this structure makes China more important in the global economic system. In the era of US financial crisis China can be seeing as an economic stabilizator against the global recession. Chinese economy produces more and grows rapidly. But Chinese market and labor force shows dual structure. Dual structure of the Chinese economy makes income distribution unfair. One side of the labor market is rich and the other side is poor. Comparative poverty of two sides has been growing and some global impact on World’s economy.