Makale özeti ve diğer detaylar.
Ekonomik kriz süreci, ülke ekonomileri için tehlikeli ve istikrarsız bir dönem anlamına gelmesine rağmen, ekonomik yapıda bir dönüm noktası olarak da ifade edilmektedir. Ülkelerin ekonomik göstergelerinin birinde veya hepsinde ortaya çıkabilecek dengesizlikler, hem tehlike hem de fırsat yaratacak krizlere davetiye çıkarmaktadır. Ekonomik krizler çok değişik şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Ekonomik, siyasal, teknolojik, sosyo-kültürel gelişmelerle küreselleşme ve rekabet alanında dünyada yaşanan hızlı değişimler krizlerin ortaya çıkmasına elverişli bir ortam hazırlamaktadır. Bu çalışmada yapılan incelemeler ve değerlendirmeler ışığında, ülkemizde ve dünyada yaşanan krizleri önlemek için gerekli önlemlerin ve IMF destekli istikrar programlarının her şeyden önce zamanında uygulamaya konması gerektiği sonucuna varılmaktadır. İstikrar politikaları ile IMF destekli istikrar programları arasında güçlü bir ilişkinin olduğu saptanmıştır. Günümüzde Türkiye açısından kriz koşullarının hala geçerliliğini koruduğu, ancak küreselleşme sürecine uyum sağlayamaya çalışan liberal bir toplum düzeni içerisinde her alanda dengeleri sağlayacak politikalarla yeni fırsatların değerlendirilmesi ve ülke refahının sağlanmasının yerinde politika ve müdahalelerle her zaman mümkün olduğu görüşüne varılmıştır.
Process of economic crisis means a dangerous and instable period for country economies but it is also regarded as a turning point for the economic structure. Imbalances that may appear in one or all economic indicators of the countries cause crises that would create both dangers and opportunities. Economic, political, technological, socio-cultural globalization and rapid changes in the field competition all over world provide a suitable environment for the emergence of crises. To conclude, necessity of the timely implementation of necessary measures and stability programs supported by the IMF to prevent crises in our country or world was revealed in the light of the examinations and assessments made in this study. Especially, a strong relation between the crises in developing countries and stability policies for the prevention of those crises and stability programs supported by the IMF was found. It is concluded that crisis conditions may still available in our country today but new opportunities should be assessed through policies that would achieve balance in all fields, and welfare of the country should be attained in a liberal social order trying to harmonize itself with the globalization process.