Makale özeti ve diğer detaylar.
SSCB'nin dağılmasından sonra Kafkasya ve Orta Asya coğrafyasında ortaya çıkan yeni devletlerle kurulacak ilişkiler meselesi, Soğuk Savaş döneminde Batı ile kurduğu güvenlik bağlantılarını temel alan ve göreli olarak statükoculuğa dayanan geleneksel dış politikasını sürdürmenin imkansız olduğunu gören Türkiye'nin 1990'lar boyunca dış politika gündeminde önemli bir yer tuttu. Yeni kurulan devletler için "model" olma konusunda, bölgeye komşu Rusya, İran ve Türkiye'nin de içerisinde yer aldığı çekişme, dış politikada bu yeni ortaya çıkan devletlerle ekonomik, sosyal ve kültürel işbirliğini sağlayacak yeni ve daha dinamik bir yapılanmanın gerekliliğini gösterdi. Bu çalışmada, Soğuk Savaş sonrası Türkiye'nin Orta Asya ve Kafkaslar'da izlediği politikalarda, daha etkili ve dinamik işbirliği süreçleri geliştirmek üzere kurulan TİKA'nın dış politikadaki yeri açıklanıp, 1990'lardaki faaliyetleri ile 2000'li yıllarda geçirdiği dönüşümün Türkiye'nin dış politikasında yaşanan değişimlerle olan paralelliği ve bunun niteliği tartışılmaya çalışılacaktır