Makale özeti ve diğer detaylar.
Valéry daha 1930'larda, kargaşanın, düzensizliğin ve daha önemlisi istikrarsızlığın modern dünyanın temel niteliği haline geldiğini söylerken bugünün de ipuçlarını veriyordu. Gerçekten de bugünün insanının ruhsal yapısını kavramaktan, siyasal oluşumların analizini yapmaya varıncaya kadar birbirinden ilk bakışta kopukmuş görüntüsünü veren bir dizi olgunun tahlili, 20. yüzyılın başındaki hatta ondan da önce 19. yüzyılın sonundaki büyük dönüşümü kavrayabilmekten geçiyor. Savunulacak tezde, ekonomi politiğin tarihindeki Walrasçı devrimin yankısını 20.yüzyılın başında, önce estetik düzeyde bulduğu ileri sürülecektir. Devrimsel dönüşüm böylece çift yönlü olacak, ekonomi politiğin ve sanatın yörüngesi 20.yüzyılda önceki dönemden tümü ile farklılaşacaktır. Artık Smith'in, Balzac'ın dünyasının dışına çıkılmıştır. Yeni dönemin insanı dünyayı "fayda" kıstasında algılayıp değerlendirecektir. Romandan resme tüm bir sanatın "insan" yorumu ve dili de örneğin Mallarmé–Kafka sürecinde, ekonomi politikteki marjinalist dönüşüme uygun olarak biçimlenecektir. Ekonomi politikteki marjinalist dönüşüm 20.yüzyılın başından bugüne, sanattan siyasete tüm değişimlerin asli belirleyicisi olacaktır. İstikrarsızlık ekonomi politikten sanata oradan siyasete günümüzün temel karakteristiğini verecektir.