Makale özeti ve diğer detaylar.
Felsefenin inanç karşıtı bir akıl yürütme çabası olduğu şeklindeki yanlış yargı bütün bir Batı düşüncesini ve bütün bir felsefe tarihini etkilemiştir. Oysa felsefe inanç karşıtı değil, dogma karşıtıdır. Dogma ile inanç aynı şey değildir. Bu ikisinin aynı şey sayılması felsefe tarihinde çok önemli yanılgıları beslemektedir. Dogmalar inançlardan beslenmekle birlikte inançlara taban tabana zıt uygulamaların ve yanlış bakışların kaynağı olmuştur. Bu yüzden felsefenin birinci vazifesi dogmaları ortadan kaldırarak asli olanın bakış açısının (inancın) açığa çıkmasına katkı sunmaktır. İnsan ontolojik olarak -hakikate taraf olma bağlamında- önyargılıdır ve hakikate ilişkin inanç sahibidir. Ancak yaşanan hayatta birçok sebeple insanın inançları yanlış yerlere kaymaktadır. Bu kayış insanın yaşama gücünü ve mutlu yaşama imkânını elinden almaktadır. İslam dünyasında felsefe için kullanılan hikmet kavramının zapturapt altına almak olduğu düşünüldüğünde felsefenin insanın sabitten kaymasını engelleme çabası olarak anlaşılması doğru olacaktır. Felsefe inançlarımızı dogmalardan temizleme aracı ve yoludur. Felsefe bizleri inançsızlaştırma çabası değil, tam tersine hakikate (asıla/sabite) dair önyargılarımızı pekiştirme çabasıdır.
The wrong opinion is the philosophy is against to all faiths and all beliefs. This judgment has affected all Western philosophical working and history of philosophy. Whereas philosophy is not against to faith but it is against to dogma. Dogmas based on to faith but generally it opposite and decays to faith. Therefore First duty for philosophy to wipe dogmas and to forward absolute truth and faith. Philosophy is a way which to clean dogmas up from our faiths.