Makale özeti ve diğer detaylar.
Çağımıza damgasını vuran küreselleşme olgusu, teknoloji alanında yaşanan gelişmeler ve iletişim alanında yaşanan ilerlemelerle birlikte tüm dünyada, ekonomik, sosyal, siyasal, bilimsel vb. gibi birçok alan da hızlı değişimler ve etkileşimler yaşanmaktadır. Ekonomik ve teknik olguların belirlenmesi sonucunda neredeyse uluslararası sınırlar kaybolmuş, yeni değişim süreci, bir taraftan yeni imkânlar, zenginlikler sunarken, diğer taraftan da toplumlar arasındaki dengesizliklerin git gide artmasına, ülkeler ve sınıflar arasındaki uçurumların büyümesine, kültürlerin değişme ve yenileşme sürecine girmesine neden olmaktadır. Hiç şüphesiz bu tür değişme ve yenileşmeler, uzun bir tarihî derinliğe ve geniş bir coğrafyaya sâhip bulunan Türk toplumunun, ilk defa karşılaştığı yeni bir olgu değildir. Var olduğu tarihten bu yana ekonomik, siyasal ve sosyal ilişkilere bağlı olarak farklı kültürlerin etkisiyle değişim ve yenileşmeye maruz kalan Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olan sanatta, yaşanılan tüm değişimlerden nasibini almış, içinde bulunduğu devrin özelliklerine bağlı kalarak evrimler geçirmiş ve günümüze kadar süregelmiştir. 1699 Karlofça ve 1718 Pasarofça antlaşmalarından sonra Osmanlı, Batı karşısındaki yenilgisini kabul etmesinin ardından Türk toplumunda, askerlikten siyasete, ekonomi den sosyal hayata her şey yeniden biçimlenmeye başlamış, Türk resmi köklü bir değişim ve yenileşmeye maruz kalmıştır. Yaklaşık 300 yıl gibi bir geçmişe indirgenebilecek bu süreç içerisinde, Cumhuriyetin ilanıyla başlayıp 1950'lere kadar uzanan zaman dilimi değişme ve yenileşme adına radikal kararların alındığı bir dönem olmuştur.
Together with globalization that marked the current era, technological developments and the advances in the field of communication, rapid changes and innovation take place in the economic, social, political and scientific spheres worldwide. As a result of determining the economic and technical phenomena, the borders between nations have almost disappeared, and while providing new opportunities and wealth, the new process of change triggers increasingly the imbalances between communities, the growth of the gap between classes and countries and leads cultures into a process of change and modernization. Almost certainly, this kind of change and modernization is not a new phenomenon for the Turkish society which has a long history and a wide territory. As an integral part of Turkish culture that has been subject to change and modernization under the impact of different cultures due to the economic, political and social relationships, art as well has taken its share of the change and modernization and until the present day evolved whilst adhering to the aspects of its own era. Following the Treaty of Karlowitz in 1699 and the Treaty of Passarowitz in 1718, the Ottoman Empire accepted the defeat against the West and a reformation process took place that covered all areas in the Turkish society, ranging from military to politics and from economy to social life. Turkish painting as well was subject to a radical change and modernization. Within this process lasting approximately 300 years, the period commencing with the declaration of the Republic and lasting until the 1950s had been a period of radical decisions in terms of change and modernization.