Makale özeti ve diğer detaylar.
1783 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesinden sonra Osmanlı Devleti için Kafkasya’nın önemi son derece artmıştır. Osmanlı Devleti, Kuban Nehri’nin güneyinde Rusya’yı durdurmak için Anapa Kalesi merkezli bir direnç bölgesi oluşturmaya çalışıyordu. Osmanlılar bu amaca ulaşmak için Kafkasyalılarla işbirliği yapmaya özen gösteriyordu. Tam bu sırada Kuzey Kafkasya’da Rus yayılmacılığına karşı düzensiz bir direniş başlamıştı. 1785 yılında, dinî bir takım söylemlerle ve oldukça sert bir sufî öğretisiyle bu direnişi daha organize hale getiren İmam Mansur tarih sahnesine çıkmıştır. İki büyük imparatorluğun politikalarının göz ardı ettiği bu figür bir çok şeyi değiştirecektir. Bu figür, söz konusu büyük imparatorlukların yazdıkları senaryoları tekrar gözden geçirmelerine sebep olmuştur. Kafkasyalıları, Rus yayılması karşısında tek bayrak altında toplamayı başaran ilk lider İmam Mansur’dur. Bu Rusya için Kafkasya’yı ele geçirme planlarının daha uzun bir zamana yayılacağı anlamına geliyordu. Rusları durdurma noktasında Osmanlı Devleti ile Kafkasyalıların amacı örtüşüyordu. Ancak Osmanlı Devleti, Rusya ile yaptığı anlaşmalarda Kafkasya ve Kafkasyalıların menfaatlerini değil “devlet- i aliyye”nin menfaatlerini ön planda tutuyordu. Bu durum ilerde Osmanlı devletinin politikaları ile Kafkasya özgürlük mücadelesinin öncelikleri arasında bir takım uyumsuzlukları ortaya çıkartacaktır. Ben bu makalede Rusya ve Osmanlı Devleti’nin çıkarları arasına sıkışmış bulunan bir vatansever ile onun arkasında saf tutmuş olan Kafkasya yerlilerinin durumunu hem Osmanlı, Rus ve batılı kaynakları kullanarak anlaşılır kılmaya çalışacağım.
After the Russian annexation of the Crimea in 1783, the importance of the Caucasus increased extremely to the Ottoman Empire. Ottoman Empire was trying to create Anapa Castle-centric a resistance area in order to stop Russia south side of the Kuban River. The Ottomans took care to collaborate with Caucasians to reach this aim. Precisely at this time an irregular resistance began against Russian expansionism in the Northern Caucasus. Imam Mansur who made this more organized resistance with some religious discourses and quite hard sufi teachings was the stage of history in 1785. A figure overlooked by two great empires’ policies will changed a lot of things. This figure caused reconsider scenarios written by great empires in question. Imam Mansur was first leader who managed to gather Caucasians under one banner against Russian expansion. It meant that Russia’s plans to capture the Caucasus will spread a longer time. The aim of Ottoman Empire and Caucasians has coincided with the point of stopping Russians. However, the Ottoman Empire has kept at the front of interests of “devlet-i aliyye” not Caucasians’ interests in agreements with Russia. This situation will reveal a number of inconsistencies between Policies of Ottoman Empire and priorities of Caucasus freedom struggle in the future. In this article, using Turkish, Russian and Western sources I will try to make intelligible the situation of a patriot who wedged between interests of Russia and Ottoman Empire and the situation of the Caucasus natives who kept behind him.