Makale özeti ve diğer detaylar.
Yargılamada basitlik, çabukluk, ucuzluk ilkesi olarak bilinen usûl ekonomisi, dava ikâme eden tarafların sav ve savunmalarını en mâkul ve kabul edilebilir adalet ölçütleri temelinde değerlendirerek karar verilmesi gereğini konu alır. Usûl ekonomisi, insan ile iç içe girmiş, sosyal boyuta hâiz uluslararası bir hukuk mevzûdur ve adil yargılanma hakkına sıkı sıkıya bağlıdır. Bununla birlikte usûl ekonomisi, medeni usûl hukukunun ana öğelerinden birini teşkil eder. Basitlik (sadelik), çabukluk (mâkul süre bağlamında) ve ucuzluk (gereksiz harcamalardan kaçınma), usûl ekonomisinin bileşenleridir. Bu hukuki makalede usûl ekonomisi; ilgili literatürdeki yeri, tanımı, boyutları, belirleyicileri ve belli başlı kuramsal yaklaşımlar çerçevesinde ele alınarak, bu ilkeyi geliştirmeye yönelik çeşitli önerilerle desteklenerek anlatılmaya çalışılacaktır.
Judicial economy or principle of simplicity, rapidity and cheapness in judging, refers to the refusal of a court to decide one or more claims raised in a case, on the grounds that it has decided other claims in the case and that its decision on those claims should satisfy the parties. For example; res judicata can not claim again but it can be conclusive evidence for involved cases. Judicial economy, having a sociological dimension as a process in international law area that cannot be considered separetely from human being (for example; under Article 6 of the European Convention on Human Rights) and clannish to right of fair trial. However judicial economy is a main principle of civil procedure law. Simplicity, rapidity (reasonable time) and cheapness (unnecessary expenses) are components of judicial economy. In this law article; judicial economy is examined in terms of its place in the literature, definition of term, dimensions, antecendents and main theoretical approaches. Finally, some suggestions about the developing this principle is explained.