Makale özeti ve diğer detaylar.
Parlamentolar, siyasal bilim ve maliye yazınlarında sıklıkla belirtildiği gibi, kimlere ne miktarda vergi salınacağını ve vergi hasılatının nerelerde kullanılacağını saptama yetkisinin paylaşımı konusunda XIII. yüzyılda siyasal iktidarla vergi verenler arasında başlayan ve sonraki yüzyıllarda daha da şiddetlenen mücadelenin ürünüdür. Dayandıkları toplumsal tabanı zamanla genişleten parlamentolar demokratik hareketlerin etkinleştiği XIX. yüzyıldan itibaren en etkin ve gözde kurum oldular. Artık yalnızca kamu geliri/ kamu gideri konularında (yani bütçeleme işlevi) yasa yapmakla yetinmemekte ve toplumsal, siyasal, iktisadi, kültürel vb. her alana el atmaktaydılar.