Makale özeti ve diğer detaylar.
1980’li ve 1990’lı yıllarda bazı OECD ülkelerinde borç stoku/GSMH oranının ve dolayısıyla mali riskin artması, bu ülkelerde aşırı borç yükünün ekonomide yol açabileceği olumsuzluklar ve maliyetler konusunda hükümetleri bilinçlendirmiş ve kamu borç yönetiminin önemini artırmıştır. Bu gelişmelere paralel olarak gelişmiş ekonomilerde para yönetiminin ve dolayısıyla para politikasının bir parçası olan kamu borç yönetimi kendi başına bir alan haline gelmiş ve kamu borç yönetimi konusunda yapısal reformlara gidilmiştir.