Makale özeti ve diğer detaylar.
saran küreselleşme olgusu, başta ekonomik olmak üzere uluslarüstü yepyeni yapılanmaları ortaya çıkaran bir süreci başlatmış ve bu süreç halen de sürmektedir. Yaşanan bu süreçte en önemli gelişme, ulus devletin sahip olduğu niteliklerin ve hatta demokratik özünün yeni bir anlam kazanmaya başlaması olmuştur. Ulus devlet, siyasal anlamda yeni bir yapılanma yaşarken; ekonomik anlamda tüccar devlet olmaktan uzaklaşmaya ve sosyal devlet anlamında ise yeniden düzenlemeye tabi tutularak küçültülmeye çalışılmaktadır (Habermas, 2002: 26-27; Kili, 2002: X). Bu süreçte en göze çarpan gelişme, desteklemelerin kaldırılmasından kamu teşebbüslerinin özelleştirilmesine varan neo-liberal politikaların üretilmesi olmuştur. Bu sürecin oluşumunda; 1929 krizinde ortaya çıkan Keynezyen politikalara karşılık, 70’li yıllarda daha az devleti öngören Fridmancı liberal politikaların dünyayı sarmasının önemli derecede katkısı olduğu görülmektedir (Habermas, 2002: 60, 64-65; Kili, 2002: XI). 80’