Makale özeti ve diğer detaylar.
Avrupa Birliği, barış, refah, özgürlük ve demokrasiyi sağlamak ve kanlı çatışmaları önlemek amacı ile kurulmuş, bu amaçları gerçekleştirmenin temel araçlarından birisi olarak genişleme politikasını öne çıkarmıştır. Genişleme politikasının başarısı ise, politik hedefi gerçekleştirmenin de koşulu olan ekonomik entegrasyondan geçmektedir. AET’yi kuran ve 1 Ocak 1958 tarihinde yürürlüğe giren Roma Antlaşmasının 237. maddesinde, her bir Avrupa devletinin topluluğa üyelik için başvurabileceği belirtilmiş; daha sonra 237. maddede yapılan değişiklikle Avrupa Birliğinin “Birlik, özgürlük, demokrasi, insan hakları ve temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğü prensipleri ile üye devletlerde ortak olan prensipler üzerine kurulacağı” belirtilmiştir. Öte yandan 22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesinde Merkezi ve Doğu Avrupa ülkeleri için belirlenen kriterlerin tüm aday ülkelerde de aranacağı belirtilmiştir1. Buna göre siyasi, ekonomik ve topluluk mevzuatının üstlenilmesine ilişkin ilkeleri karşılayan ülkeler topluluğa üye olacaklardır.