Makale özeti ve diğer detaylar.
Yolsuzluk suçları ile ilgili en büyük tehlike, yolsuzluktan elde edilen gelirin bireyde içsellestirilmesinin bir sonucu olarak mesrulastırılmasıdır. Birey için yeni bir sosyalizasyon süreci anlamına da gelen içsellestirmenin sonucunda, kisinin kendini suçlu olarak görmemesi yolsuzluk suçlarının artmasına neden olmaktadır. Bu çalısmada, kamu yönetiminde yolsuzlugun içsellestirilmesi sürecine etki eden faktörler sosyoloji teorileri çerçevesinde açıklanmaya çalısılmıstır. Kamu yönetiminin islevselligini yitirerek yolsuzluklar için uygun bir zemin hazırlamasında Fonksiyonalist Teori ve bireyin aktif eyleminin yeniden üretilerek içsellestirme ile sonuçlanması süreci "Sembolik Etkilesimcilik ve Fenomonoloji" teorileri ısıgında degerlendirilmistir. Sonuç olarak, yolsuzlugun içsellestirilmesi eyleminin yapı-birey merkezli teorilerin birlikte kullanılmasıyla açıklanabilecegi görülmüstür.
The enormous danger for corruption crimes is that illicit advantages obtained from corruption is legitimized as a result of internalization process. The fact that individuals do not see themselves as criminals due to the internalization process, which also has the meaning of resocialization, leads to increase of the corruption cases. This study focuses on the factors which affect the corruption's internalization process at the public administration using 'structure' and 'individual' based sociology theories. While 'Functionalist' theory explains how public administration loses its functionality and becomes an eligible atmosphere for corruption, 'Symbolic Interactionism' and 'Phenomenology' theories analyze the internalization process of the individuals' action which occurs reproductively. As a result, it is concluded that the internalization of corruption action can be explained by using 'structureindividual centered approaches'.