Makale özeti ve diğer detaylar.
Klasik Okul, aynen diğer insan davranısları gibi suç teskil eden davranısların da, bireylerin özgür iradeleriyle verdikleri rasyonel kararlar neticesinde ortaya çıktığını savunur. Bu felsefeye göre insanlar, herhangi bir adım atmadan önce davranıslarının sonucunda ne kazanıp ne kaybedeceklerini değerlendirir ve bir anlamda kar-zarar hesabı yaparak hareket ederler. Bu noktada, Bentham’ın faydacılık felsefesi içinde insan davranıslarına hükmeden iki güç olarak tanımlanan hazlar ve zevkler ile acılar ve elemler bireylerin tercihlerini sekillendiren temel saikler olarak ortaya çıkarlar ve suçlu davranısı da bu bakıs açısından kaynaklanır. Zira bireyler, alacakları kararlar ve ortaya koyacakları tercihlerle acılarını hafifleterek hazlarını ve zevklerini artırma eğilimindedirler. Suç teskil eden davranıslar genellikle birey açısından “getirisi çok, götürüsü az” alternatifler oldukları için minimum çaba ile maksimum faydanın elde edildiği seçenekler olarak bireylerin tercihlerini etkilerler. Bu nedenle de Klasik Okul’a göre suçu önlemenin en kestirme yolu, cezalar yoluyla “suçun maliyetini artırarak” suçu rasyonel bir tercih olmaktan çıkarmaktır. Cezaların caydırıcı olabilmesi için kesin, çabuk ve suça uygun bir orantılılıkta siddetli olması gerekir ve bir ceza adalet sisteminin caydırıcı olabilmesi için bu özelliklere sahip olması sarttır. Ne var ki, insan iradesinin ve rasyonalitesinin sınırsız ve mutlak olmadığı, ayrıca bütün suçların da rasyonel bir tercih neticesinde alınan kararlarla gerçeklesmediği durumu göz önüne alındığında, caydırıcılığın kisiden kisiye ve suç tipine göre belli bir değisim göstereceği ve bu nedenle de caydırıcılık doktrininin suçu önleme noktasında sınırlılıkları olan bir felsefe olduğu unutulmamalıdır.
Classical School of Criminology argues that crime is a result of individuals’ conscious and deliberate decisions like other behaviors. According to this philosophy, individuals evaluate the alternative courses of action and make a cost-benefit analysis before engaging in a specific behavior. At this point, in Bentham’s utilitarian philosophy, behavior is seen under strong influence of pleasures and pains, the two masters of human behavior, and it is also true for criminal behavior. Individuals tend to maximize their pleasures and minimize their pains. Criminal behaviors emerge as alternatives “high in benefit” and “low in cost” and this situation decisively affects individuals’ preferences. For this reason, the effective way of preventing crimes is making crime an irrational choice by “increasing the cost of crime” through punishment. In this regard, punishments should be certain, swift, and proportionately severe enough to deter crimes. These characteristics are also necessary for a criminal justice system to be of deterrent capacity. However, since we know that human reason and rationality is limited and not all crimes are committed as a result of rational decision-making processes, we should expect to see some variations of deterrence, even in an ideal criminal justice system, based on the characteristics of individuals and criminal events. In this regard, we should consider the deterrence doctrine with its limitations in the prevention of crime.