Makale özeti ve diğer detaylar.
Batı dünyası, 1095 yılında I. Haçlı seferlerinden başlamak üzere, Fransızların « Güneş Kralı » diye adlandırdığı XIV. Louis’nin Doğu dünyasına bilimsel, ekonomik, politik ve teknik inceleme seferleriyle devam etmiştir. XIX yyıl Fransız yazarlardan Nerval, Chateaubriand, Loti, Lamartine, Flaubert, Du Camp ve daha birçok yazar Doğu ülkelerinde gözlemlerde bulunarak sonraki yazılarına ilham kaynağı oluşturmaya çalışmışlardır. Seyahat notları sayesinde Doğu’nun kültürünün daha yakından tanınmasına vesile olmuşlardır. Estetik ve realist roman öncülerinden olan Gustave Flaubert doktor tavsiyesi ve geleneğe uygun olarak 1849-1851 tarihlerinde arkadaşı Maxime Du Camp ile Mısır, Lübnan, Filistin, Rodos, Türkiye, Yunanistan ve Italya seyahatı kapsamında, Romalılar zamanında 250 000 bin nüfusa sahip Efes harabelerini hayranlıkla gezmiştir. Flaubert, Efes’te Lydia Kralı Kroisos tarafından başlatılmış, M.Ö.550 yıllarında tamamlanmış ve dünya’nın yedi harikalarından biri sayılan Artemis ve Romalıların Diana tapınağı olarak tanımladığı yapıtı ziyareti esnasında büyük manevi huzur bulmuştur. Her ne kadar 18 aya yakın Doğu seyahatı boyunca Flaubert fazla bir şey kaleme almamışsa da, memleketi Rouen’a, sağlıklı olarak ve kafasında bir kaç saç teli eksik olarak dönmesinin dışında ileride kaleme alacak romanlarına bir hayli malzeme topladığı anlaşılmaktadır. 1851 yılında, Doğu seyahatı dönüşü, ölümsüz eseri Madame Bovary’ye (1856) başlamış olması da tesadüf değildir.
The western world, beginning from tha 1st Crusades in 1095, continued their crusades to the eastern world with the scientific, economic, political and technical analysis of Louis XIV whom the French called "the Sun King". Among the 19 th century writers, Nerval,Chateaubriand, Loti, Lamartine, Flaubert, Du Camp and many others attempted to generate a source of inspiration for their writings through their observations in the eastern countries. They made the Eastern culture known more closely by the westerners through theirtravel notes. Gustave Flaubert, the pioneer of aesthetical and realist novel, travelled to the remains of Ephesus, which had a population of 250.000 inhabitantsunder the Romans, as part of his travels to Egypt, Lebanon, Palestine, Rhodes, Turke, Greece andItaly together with his friend Maxime Du Camp between 1849-1851, in order to comply with hisdoctor's advice and the trends of the time. Flaubert found spiritual peace in his visit to themonument described y the Romans and Artemis as the Temple of Diana, regarded a one of theSeven Wonders of the World, the construction of which wasstarted by the Lydian King Kroisos andcompleted in 550 BC. Although Flaubert had not written much during his 18-month-journey to the east it is understood that he returned home with considerable material for his noveels apart from the fact that he was back in good health not to mention the loss of a little hair. In 1851, it was not coincidental that he began writing Madame Bovary, his immortal work, on his return from the East.