Makale özeti ve diğer detaylar.
Sovyetler Birliği'nin 1991'de dağılmasından sonra bağımsızlığı izleyen yıllarda Kazakistan, hem ulusal ekonominin yeniden inşası, hem küresel ve bölgesel politikalar aracılığıyla küresel sistemle bütünleşme açısından önemli mesafeler kat etmiştir. Bunun için öncelikle ülkede piyasa ekonomisi kurumlarının inşası noktasında kararlı politikalar izlenmiş, küresel ekonomik sisteme entegre olmak için kararlı bölgesel ve global inisiyatifler geliştirilmiştir. Bu bağlamda uluslararası organizasyonlar içerisinde üstlenilen aktif rol, uluslararası sermaye açısından ülkenin cazip hale getirilmesine yönelik atılan adımlar ve dış politikada birden çok vektörlü açılımların gerçekleştirilmesi ülkenin 15 yıllık bağımsızlık macerasının ana hatlarını oluşturmaktadır. Rusya ile tarihten gelen ortaklık çizgisini ihmal etmeden ABD, AB, Çin ve Türkiye gibi küresel ve bölgesel aktörlerle gelişen üst düzey ilişkiler, bu durumun çeşitli yansımalarıdır. Türkiye-Kazakistan ilişkilerinin bu süreç içerisinde almış olduğu yol, ortak tarih ve kültürün uzun bir izolasyon döneminden sonra ortaya çıkan yansımasıdır. Bu çalışma, bu türden açılımların Kazakistan açısından önemi ve çağdaş Kazakistan'ın uluslararası ekonomi politiği ile ilgili genel bir değerlendirme sunmaktadır. Bu bağlamda çalışma, coğrafi olarak birbirine oldukça ayrı düşen iki bölge olan Türkiye ve Kazakistan'ın, uzaklığın oluşturduğu dezavantajı azaltabilecek etkileşimine özel bir atıfta bulunmaktadır.