Makale özeti ve diğer detaylar.
Son yıllarda Dağlık Karabağ sorununun çözümü için AGİT Minsk Grubu çerçevesinde yürütülen diplomatik çabaların sonuçsuz kalması, Azerbaycan kamuoyunun Ermenistan işgali altında tutulan toprakların geri alınması için sert güce başvurulması yönündeki baskılarını artırmıştır. Ağustos 2008 Rusya-Gürcistan savaşından sonra bölgede daha geniş bir manevra alanı ve baskı imkânları bulan Moskova, Dağlık Karabağ sorununun çözümünde daha aktif bir politika benimsemiştir. Ekim 2009'da Zürih'te imzalanan protokoller, Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme sürecini olduğu gibi Dağlık Karabağ sorununun çözüm yollarını da etkilemiştir. 2010 yılında, Dağlık Karabağ sorunu bölge ülkelerinin, müttefikleri ile ve aynı zamanda küresel aktörlerle olan ilişkilerine yön vermiştir. 2010 yılındaki müzakere sürecinin önceki dönemlere nazaran hiç olmadığı kadar yoğun olması ve Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik Cumhurbaşkanlığı düzeyindeki müzakerelerin Rusya'nın öncülüğünde ve "coğrafyasında" "üçlü formatta" yürütülmesi bu görüşü kanıtlar niteliktedir. Bu makalede, bahsedilen yoğun diplomasi trafiği de göz önüne alınarak, Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik 2010 senesinde yaşanan gelişmeler ve bunların Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan'ın dış politikalarına olan etkileri dönemsel olarak analiz edilmiştir. Buna göre, bölgesel gelişmeler ışığında Azerbaycan'ın Karabağ politikası 'Kritik Dönem', 'Uluslararası Baskı ve Dengelerin Değişim Dönemi' ve 'Savaş Olasılığının Arttığı Dönem' olmak üzere üç temel başlık altında sınıflandırılmıştır.
In recent years, within the framework of the OSCE Minsk Group, diplomatic efforts for a resolution in Nagorno-Karabakh's conflict have remained inconclusive. Furthermore, the Azerbaijani public has increased its pressure on Baku administration to restore the territorial integrity of Azerbaijan with the use of hard power. Since the Russian-Georgian war in August 2008, which gave Moscow a maneuvering and pressure point in the Caucasus, Russia has shown its weight in a similar way to solve the problem of Nagorno-Karabakh through a pro-active foreign policy. However, the protocols which were signed in October 2009 in Zurich affected the process of normalization between Turkey and Armenia as well as the solution of Nagorno-Karabakh conflict. In other words, the Nagorno-Karabakh conflict affected the relations of the countries in the region with their allies as well as global actors. Compared to previous periods, the negotiation process in 2010 has been more intense than ever. In this context, the paper analyzes the developments in the Nagorno-Karabakh conflict in 2010 and their impacts on Turkish, Armenian and Azerbaijani foreign policies periodically.