Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu çalısma, Orta Asya ülkelerinden Kırgızistan’da siyasal istikrar ile demokrasi arasındaki dengeyi incelemeyi amaçlamaktadır. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması sonucu bağımsızlığını kazanmıs olan Kırgızistan, tüm diğer eski birlik cumhuriyetleri gibi çok yönlü bir geçis sürecine girdi. Bu sürece damgasını vuran resmi politikanın baslıca amacı, piyasa ekonomisini benimsemis, bağımsız, demokratik ve laik ulusdevletler yaratmaktı. Bu alanlarda karsılasılan karmasık sorunları çözmek amacı ile siyasal istikrara öncelik tanıyan Kırgız Devlet Baskanı Askar Akaev, demokratik girisimleri bu amaca ulasabilmek için engellemistir. Kırgızistan, siyasal istikrar ile demokrasi dengesinin demokrasi aleyhine olan bozukluğu nedeniyle uzun dönemde, hem siyasal istikrarı hem de demokratik kazanımları yitirebilir.
This study aims to analyze the relationship between democracy and political stability in the Central Asian republic of Kyrgyzstan. After the dissolution of the Soviet Union in 1991, this country, like the other ex-Soviet republics, has entered a multi-dimensional period of transition. The most important policy of this new era was the creation of independent, secular and democratic states with a free market economy. In order to solve the complex problems in these areas, the Kyrgyz President Askar Akaev preferred political stability to democratization. In time, however, this may result in the loss of both political stability and all democratic gains achieved so far.