Makale özeti ve diğer detaylar.
In the beginning of the 20th century, the dissolution of great empires in Europe resulted in formation of new nation states. Millions of people were forced to move from one place to another while others remained on their own historic lands. As the Ottoman Millet system collapsed together with the dissolution of the Ottoman Empire, ethnic and religious differentiation among communities throughout the former Ottoman lands started to be promoted by new nation states of the post-World War. In this respect, those belonging to the core nation were given an advantaged position compared to the 'minorities' living in the same nation state who used to enjoy being members of the Müslim Millet under the Ottoman Empire. Therefore, the Muslims across the Balkan Peninsula, regardless of their ethnic origins, became one of the main groups who suffered from the dissolution of the Ottoman Empire. The case of the Muslim Turkish minority of Western Thrace in Greece seems to be one of the significant case studies that would help to understand how reflections of the transition process from Ottoman to the Republic of Turkey affected the gradual transformation of a conservative Islamic community into a minority members of whom identify themselves with ethnic Turkish identity and Islam promoted by the Turkish Presidency of Religious Affairs, Diyanet. In this framework, this paper seeks to shed light on the first decade of transition after 1923 analyzing issues of religious, educational, administrative autonomy of the Minority enshrined in the 1923 Treaty of Lausanne. In particular, it aims to show how this process was interpreted by Konstantinos Stilianopoulos, the Inspector of Minorities - the highest Greek authority responsible for minorities in the Interwar Greece. By analyzing the two comprehensive official reports prepared by Stilianopoulos after paying two visits to the region in late 1920s in order to observe continuities and changes in lives of the Turkish Minority in Western Thrace, this study provides an official Greek viewpoint for the establishment of the minority regime in the northeastern periphery of Greece after 1923.
20. Yüzyılın başlangıcında Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılması sonucu yeni ulus devletler ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda milyonlarca insan bir yerden başka bir yere göç etmek zorunda kalırken, bazıları da yıllardır yaşadıkları topraklarda hayatlarını devam ettirmeye çalışmışlardır. Birinci Dünya Savaşı'nın sonrasında Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte din temelli Millet Sistemi'nin de sona ermesiyle, yeni oluşan ulus devletler kendi sınırları içerisindeki eski Osmanlı toprakları üzerinde yaşayan topluluklarda etnik ve dini ayrım politikalarını körüklemeye başlamışlardır. Dolayısıyla, bir tarafta bu ulus devletlerde yaşayıp temel ulusun bir parçası olma avantajlarından faydalanan bir grup oluşurken, diğer tarafta Osmanlı döneminde Müslüman çoğunluğu oluşturan gruplar genelde bu ulus devletlerin 'azınlıkları' haline gelmişlerdir. Balkan yarımadasında yaşayan bu topluluklar, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması sonucu etnik kökenleri fark etmeksizin mağduriyete uğramış grupların başında gelmektedirler. Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş süreci çerçevesinde Yunanistan'da yaşayan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, bölgedeki İslam öğeleriyle bezenmiş bir Müslüman topluluğun, zaman içerisinde kendisini etnik Türk ve Türkiye'deki Sünni İslam anlayışıyla tanımlamasına önemli bir örnek teşkil etmektedir. Bu bağlamda makalenin amacı, 1923 sonrası dönemde bu geçiş evresinin Lozan Barış Antlaşması ile koruma altına alınmış Azınlığın dini, eğitim ve yönetim özerkliği konularına ışık tutmaktadır. Bunu yaparken, yukarıda belirtilen değişim sürecinin Yunan devletinin azınlıklardan sorumlu en yüksek merci konumundaki Azınlıklar Koordinatörü Konstantinos Stilianopoulos tarafından nasıl yorumlandığını ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Batı Trakya Türk Azınlığı adına bölgedeki süreklilik ve değişimleri gözlemlemek nedeniyle 1920'lerinin sonunda yapılan ziyaretler sonrası Stilianopoulos tarafından bizzat hazırlanmış iki kapsamlı resmi raporu analiz eden bu çalışma, Yunanistan'ın kuzey doğusundaki azınlık rejiminin 1923'de oluşması ve ilk on yıl içerisindeki gelişimi hakkındaki Yunan resmi söylemini ortaya koymaktadır.