Makale özeti ve diğer detaylar.
1964 yılında yürürlüğe giren Ankara Anlaşması "Hazırlık", "Geçiş" ve "Son Dönem" olmak üzere üç aşama öngörmekteydi. 1995 yılında Gümrük Birliği Anlaşması'nın imzalanmasıyla, tam üyelikle sonuçlanması ümit edilen "Son Dönem"e girilmiştir. Bu dönem içinde, Aralık 1997'deki Lüksemburg Zirvesi'nde aday olarak açıklanmaması üzerine Türkiye Avrupa Birliği'yle (AB) siyasi diyaloğu kesmiştir. Ancak Aralık 1999'daki Helsinki Zirvesi'nde, Türkiye'nin adaylığının açıklanmasının ardından Türkiye de adaylık statüsünü kabul ederek gerekli programları hazırlamaya girişmiştir. Başladığı zamandan beri düz bir ilerleme çizgisi görülmeyen Türkiye-AB ilişkilerinde "son dönem"de de zaman zaman ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu çalışmada, 1996'dan 2008'e Türkiye- AB ilişkilerinde yaşanan önemli gelişmeler ele alınmış ve genel bir değerlendirme yapılarak geleceğe ilişkin bir öngörüde bulunulmaya çalışılmıştır.
Ankara Agreement that entered into force in 1964 was stipulating three stages: preparatory, transitional and final stage. With signing Customs Union Agreement in 1995, "Final Stage" that is expected to be concluded by full membership was started. In this period, Turkey intersected the dialogue with European Union (EU) because of not explaining Turkey as an applicant country at Luxemburg Summit in December 1997. But after explaining candidacy of Turkey at Helsinki Summit in December 1999, Turkey also accepted this status and began to prepare necessary programmes. In Turkey-EU relations which has not a regular improvement line all along, sometimes experienced serious difficulties in "final stage". In this study, important developments happened in Turkey-EU relations from 1996 to 2008 examined and after a general evaluation, a prediction about future tried to made.