Makale özeti ve diğer detaylar.
The authority of restraining of exporting any goods and interference into the economy of Ottoman State had been limited with the 1838 Baltalimanı Trade Agreement. However, during the era of the Crimean War, The Ottoman Empire, had restrained the export of grains because of incrase in consumption and insufficient harvest in some regions of the State between the years 1853– 1854. The largest reaction to that restrain came from England and France. As far as there was shortage of grain France, England, and Austria, there was greater need for Ottoman Grain products than ever before. The British Ambassador, declared that restrain on the export of grains of Ottoman State was against the 1838 Baltalimanı Trade Agreement. The French Ambassador, thought that even the there was abundancy in grain harvest, Ottoman State’s restraining the export was just cruelty. The both ambassadors of France and England informed by a report about what to be done even though there was obligation to obey the law about restraining. I tried to study the reply of the Ottoman State to this and how it continued the application of that restrain on grains export.
Osmanlı Devleti’nin ekonomiye müdahale politikası ve herhangi bir malın ihracını yasaklayabilme yetkisi, 1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması ile sınırlandırıldı. Ancak Kırım Savaşı döneminde Osmanlı Devleti, hububat maddesinin ihracını, artan tüketim ve 1853-1854 yıllarında devletin bazı yerlerindeki ürünün yeterli olmaması nedeniyle yasakladı. Bu yasağa en büyük tepkiyi İngiltere ve Fransa elçileri gösterdi. Fransa, İngiltere ve Avusturya’da hububat kıtlığı görüldüğü için Osmanlı hububat ürününe her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. İngiliz elçisi, Osmanlı Devleti’nin hububat ihracatını yasaklamasının 1838 Ticaret Antlaşması’na uygun olmadığını belirtti. Fransa elçisi ise Osmanlı Devleti’nde hububat bolluğu olmasına rağmen ihracatının yasaklanmasının zulüm olduğunu düşünmektedir. İngiliz ve Fransız elçileri, yasağın uygulanma zorunluluğu olsa dahi Osmanlı Devleti’nin yapması gerekenleri takrir ile bildirdi. Osmanlı Devleti’nin buna verdiği cevabı ve hububat ürününe getirdiği ihracat yasağı uygulamasını nasıl sürdürdüğü incelenecektir.