Makale özeti ve diğer detaylar.
Çok uluslu geniş Osmanlı coğrafyasında, Türkçenin gelişimi her yerde aynı seviyede değildir. Örneğin 17. yüzyılda Mısır ve çevresinde Kıpçak Türkçesinden Oğuz Türkçesine geçişin son aşamaları yaşanırken Anadolu ve Rumeli’deki Oğuz Türkçesi, Klasik Osmanlı Türkçesi dediğimiz içinde Arapça ve Farsçanın yoğunu olduğu bir Türkçe dönemine ulaşmıştır. Ayrıca bu devirde, Arap dünyası başta olmak üzere,Türkçe bilmeyen Osmanlı tebaası gündelik yaşamaları için Türkçe öğrenmek, Anadolu ve Rumeli’deki Türk halkı da Osmanlı kültür ve sanat dilini anlamak için Arapça ve Farsçayı öğrenmek ihtiyacı hissetmişlerdir. Bu dönemin dilsel gelişmelerine vakıf ve halkın ihtiyaçlarını iyi tespit eden, Bin Muhammed Salih, Irak, Mısır, Anadolu ve Rumeli’de Türk dili ile ilgili çalışmalar yürütmüştür. Özellikle, Eş-Şüzurü’z-Zehebiyye ve Kıtaʿi’l-Ahmediyye fi-Lugati’t-Türkiyye, Kamūsu’l-Ervāmu fi Nizāmi’l-Kelāmi3, Uknumu fį Lugati’r-Rūmi ile et-Tercumānu fį Lugati Āli Oŝmāni adlı eserleri, hem dönemin Türkçesi hem de bu dil vasıtasıyla gerçekleştirilen eğitim-öğretim, sözlükçülük vb. faaliyetler açısından önemli veriler içermektedir. Bu çalışmada, adı geçen eserlerden hareketle Bin Muhammed Salih’in yaşamı, Türk diline katkıları ve Eş-Şüzurü’z-Zehebiyye ve Kıtaʿi’l-Ahmediyye fi-Lugati’t-Türkiyye adlı eseri ele alınıp değerlendirilmiştir.
Progress of Turkish language isn’t at the same level in every part of large, multinational Ottoman geography. For instance, in 17th century, Oğuz Turkish in Anatolia and Rumelia reached a period which was called Classical Ottoman Turkish and was abundant in Arabic and Persian words, while the last phase of transition from Kıpçak Turkish to Oğuz Turkish was seen in Egypt and its surroundings. Also, in this period, Ottoman citizens, especially the Arabic world, who did not know Turkish needed to learn Turkish for their daily life, and Turkish citizens in Anatolia and Rumelia needed to learn Arabic and Persian to understand culture and art language. Bin Muhammed Salih, who was acquainted with the latest linguistic developments of the era, determined these needs of public and conducted some studies on Turkish language in Iraq, Egypt, Anatolia and Rumelia. Especially Eş-Şüzurü’z-Zehebiyye ve Kıtaʿi’l-Ahmediyye fi-Lugati’t-Türkiyye, Kamūsu’l-Ervāmu fi Nizāmi’l-Kelāmi, Uknumu fį Lugati’r-Rūmi and et-Tercumānu fį Lugati Āli Oŝmāni contain important data about both Turkish language of current period and services such as education, lexicography etc. which were conducted via Turkish language.