Makale özeti ve diğer detaylar.
Şirketler, genel olarak, finansman ihtiyaçlarını iki yolla giderebilmektedirler. Bunun birinci yolu öz sermayelerini kullanmak; ikinci yolu ise borçlanmaktır. Yeni ortak almak ta öz sermayeyi kullanmak olarak değerlendirilebilir. Şirketler, daha çok, borçlanma yolunu tercih etmektedirler. İşte bu noktadan itibaren, borç maliyetlerinin bilançolarında ve bilançoların yansıması olan kurumlar vergisi beyannamelerinde gider yazılıp yazılamayacağı önemli bir sorun olarak karşılarına çıkmaktadır. Kanunen gider yazılması mümkün olan kalemlerden biri de borçlanma maliyetleridir. Ancak borçlanma maliyetlerinin tamamının gider yazılması halinde, borç alma işlemlerinin amacını aşan uygulamalara sebebiyet verebileceğini de düşünmek gerekmektedir. Borçlanmalar için ödenen vade farkı ya da faiz gibi giderlerin aslında birer kar payı dağıtımı olabileceği fikri gözden kaçırılmamalıdır. Bu bağlamda, hangi borçlanmaların örtülü sermaye sayılacağı, hangi finansman giderlerinin gider kaydı yapılarak kurumlar vergisi beyannamelerinde kurum kazancından düşülebilmesi imkanı ve bu konudaki kısıtlamalar mevzuatlarda yer almaktadır. Çalışmada, öncelikle örtülü sermaye kavramı üzerinde durulmuş, şirketler tarafından temin edilen hangi borçların örtülü sermayenin hesabınadahil edilmesi gerektiği ve örtülü sermaye üzerinden ödenen finansman giderlerinin kanunen kabul edilmemesinin yasal sınırları tartışılarak, borç alan kurumlar ile borç veren ortak ya da ortakla ilişkili kişiler tarafından, örtülü sermayenin tespiti halinde, düzeltme kayıtları yapılırken dikkat edilmesi gereken hususlar değerlendirilmiştir.
Generally, companies provide their financial requirements in two ways; Either through using their own capital stocks or through borrowing. Finding a new partner can also be regarded as using capital stock. Companies usually prefer providing their financial requirements by borrowing debt from financial institutions. This would raise the issue of how to record the borrowing costs of the compaines at balance sheets, and whether it is legally appropriate to show them as expenses on the balance sheets and corporate tax returns which is a reflection of balance sheets. In legal terms, borrowing costs are considered as one of the items for expenses compenents. However, it is important to consider that this might go beyond the purpose of debt process when whole borrowing costs are written off as expenses. It should be noted, expenses such as interests and chares for late payments can also be considered as divident payments. In this context, the questions of which kind of debts can be regarded as thin capitalization, the financial expenses which can be deducted from corporate income by writing off at corporate tax returns and some restraints regarding this can find answers in legistlations. In this study, firstly the concept of thin capitalization was explored. Then, the issues regarding identification of which debts borrowed by the companies should be included in thin capital account was discussed. By considering legal boundries of financial expenses on thin capitalization, main requirements for making reverse entries when thin capitilization was identified were assessed from the point of borrowing institutions or lending partners and parties relevant to the partners.