Makale özeti ve diğer detaylar.
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu, çağdaş Türk düşüncesinin belirli bir dönemine kendi damgasını vuran, gerek düşünsel serüveni gerekse faaliyetleri açısından mercek altına alınması gereken bir aydındır. Sosyolojinin temel tartışma konularından biri olan modernlik (Batı) ile gelenek (Türklük, İslamlık) arasındaki ilişki üzerine yaptığı çözümlemeler dikkat çekici niteliktedir. Türkiyede modernleşme/Batılılaşma çabalarının gelenek ile bağdaştırılmasına kendine özgü bir yöntemle çaba göstermiştir. Yönteminin esasında eklektik/sentezci bir bakış açısı yer alır. Bundan dolayı birbirinden farklı seçmeci okumalar onu oldukça farklı yerlerde konumlandırabilmektedir. Araştırmacının bakış açısına göre, modernist ya da mistik, Durkheimcı pozitivist ya da Bergsoncu metazifikçi, laik ya da tefsirci, Kemalist ya da muhafazakâr tipolojiler içinde değerlendirilebilir. Bu türden, birbiriyle tutarsız yorumların örnekleri de vardır ve bu farklı yorumlar Baltacıoğlunun düşünce dünyasını bütünlüklü bir şekilde kavranılmasının önünde bir engel oluşturmaktadır. Çarpıcı bir örnek, Baltacıoğlunun Türk muhafazakârlığı kapsamında değerlendirilmesidir. Kemalist inkılaplara ve Kemalizmin radikal ilkelerine hayatı boyunca bağlı kalmayı sürdüren, yeni toplumun Yeni Adamının billurlaşmasına olağanüstü çaba gösteren, Pedagojide İhtilal kitabının yazarının böyle bir bağlam içinde değerlendirilmesi şaşırtıcıdır. Baltacıoğlu çok yönlü bir Meşrutiyet ve Cumhuriyet aydınıdır. Düşünceleri pedagoji, sosyoloji, psikoloji, estetik, biyoloji, felsefe disiplinleri arasında biçimlenmiştir. Bu disiplinler arasında öne çıkan ve Baltacıoğlunun en çok mesai harcadığı alanlar pedagoji, sosyoloji ve sanat-estetik olmuştur. Bu makale onun bu doğrultudaki çalışmalarına odaklanarak düşünce dünyasını gelenek/muhafazakârlık/modernlik bağlamında anlamaya çalışma yolunda bir girişimdir.