Makale özeti ve diğer detaylar.
Ziya Gökalp, Osmanlının sonu, Cumhuriyetin başında yaşayan büyük bir muhafazakâr düşünürdür. O, Türkiyede sosyolojisinin de kurucusu kabul edilmektedir. Türkiyede bir sosyal teori geliştirebilen nadir bilim adamlarından birisi olan, çok büyük buhran ve değişmelerin yaşandığı bir dönemde yaşayan Gökalpin teorisi; telifçi (uyumcu) bir muhafazakârlıktır. Onun teorisinin ismi: Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmaktır. Bunların altında kültür, din ve medeniyet vardır. Onun teorisi bütüncül bir teoridir. Ona göre bu üç kavram çok önemlidir ve uyum içinde yaşamalıdırlar. Bunlar birbirleriyle çok sıkı ilişkiler içindedir. İçlerinden birini ya da ikisini tercih etmek mümkün değildir. Osmanlının kurtuluşu, İslam dünyasının uyanması ve Batı ile bütünleşebilmesi bunların başarıyla telifine bağlıdır. Balkan ve Birinci Dünya Savaşları, bu uyuma imkan vermedi. İstiklal Savaşından sonra, ilk zamanlarda bu telif gerçekleşecek gibi göründü. Fakat, daha sonra değişik sebepler yüzünden teorinin sadece Türkleşmek ve Muasırlaşmak boyutu öne çıktı. Teorinin İslamlaşma boyutu ihmal edildi. Din, Gökalpin teorisinde merkezi konumdadır. Onun ihmal edilişiyle teori çöktü. Bundan dolayı, Gökalpin görüşleriyle Halk Partisinin görüşleri arasında çok ciddi farklar ortaya çıktı. Bunlar usulden problemler değil esastan problemlerdir.