Makale özeti ve diğer detaylar.
Türk mali yönetim sistemi Cumhuriyetin kuruluş felsefesine uygun olarak merkezi üniter bir yönetim modeline göre oluşturulmuş ve sistem "mali anayasa" olarak nitelendirilen 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu‘yla düzenlenmişti. 1980‘li yıllarda neoliberal anlayışla kamu mali yönetim sisteminde başlayan aşındırma süreci, 1990‘lı yıllarda uluslararası örgütlerin baskı ve dayatmalarıyla merkezi mali gücün, merkezi ulus devlet ile birlikte parçalanması ve dağıtılması noktasına ulaşmıştır. Bu sürecin bir dayatması olan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu‘yla Maliye Bakanlığı ve neoliberal anlayışa göre "zorunlu bir fena" olan merkez devlet tasfiye edilmekte ve piyasacı anlayışa göre "harcamacı kuruluşları esas alan" yeni bir yapı kurulmaktadır. Yeni yapı kamu mali yönetim ve denetim sistemini özel şirketlerin paralı "bağımsız" denetimine açmak için yasanın öngördüğü 4.465 harcamacı kurumun 4.200‘ne iç denetçi atamayarak denetim açığı yaratmakta ve 1.1.2006 tarihinden itibaren bu açık sürdürülmektedir. 5018 sayılı yasanın merkezi üniter devlet sistemi, bakanların sorumlulukları ve dış denetim konularında Anayasa‘ya aykırılığı ise devam etmektedir.