Makale özeti ve diğer detaylar.
Gerek dünyada gerek Türkiye'de polis kurumunun temel nitelikleri ve bu niteliklerin dönüşümü genel olarak siyaset bilimleri alanının marjinlerinde kalmıştır. Öte yandan polis, araştırma konusu edildiği nadir zamanlarda ait olduğu ülkenin o ülkeye özgü koşullarının ya da örneğin Türkiye'nin siyasi rejiminin doğrudan bir ürünü olarak görülmüştür. Makale, bu özgücü yaklaşımın 19. yüzyılda yeni yeni şekillenmekte olan modern polis kurumunun daha o dönemde hızlı bir uluslararası sistem müdahalesine maruz kaldığı gerçeğini ihmal ettiği refleksiyle yola çıkmaktadır. Bu özgücülük handikabını aşmak için makalede önerilen temel yaklaşım polise uluslararasılaşma perspektifinden bakmaktır. Buna göre, polisi ve failliğini belirleyen onun yalnızca burjuva devletinin dolayımsız bir uzantısı, devletin toplumu onunla şekillendirdiği işlevsel bir zor aygıtı olması değildir. Polisi belirleyen aynı zamanda o devletin ait olduğu uluslararası kapitalist sistemin kendini yeniden üretmesi için gerekli olan farklı ve kimi zaman çelişkili unsurları içselleştiren ve bunları koşullara uygun bir şekilde faaliyete sokan bir toplumsal biçim olmasıdır. Makale, bu temel hipotezi açımlamak için Türkiye vakasına odaklanacaktır. Türkiye vakası üzerinden, polisin uluslararasılaşmasının Türkiye'de kuruluştan 1980'lere aldığı ana örüntü örneklenmekte ve bu sayede hem Türkiye'deki polis teşkilatının doğasını şekillendiren kimi ana unsurlar hem de polisin uluslararasılaşması olgusu, polis aygıtları üzerindeki sonuçları bağlamında tartışılmaktadır.
The police organizations have been largely ignored in the field of political studies both in the world and in Turkey. Moreover, the limited number of studies which bring them under inspection tend to analyze the police with respect to the peculiar social and political characteristics of the country in question. For instance, in the case of Turkey, the nature of the police is exclusively associated with the color of the political regime. However, the very fact that since the mid-19th century the newly established modern police has been subject to strong internationalization pressures has stimulated this paper. It is argued in this paper that an internationalization of the police perspective might help to overcome the limits of the individualistic approaches. Accordingly, the nature of the modern police is not solely determined by the functions it fulfills on behalf of a singular bourgeois state. The police, as a coercive apparatus of the bourgeois state has a social form which is also designated by the requirements and needs of the international capitalist system as a whole. The police apparatuses internalize these mostly conflicting requirements and reproduce or resolve them in their own ways. The paper aims at reflecting on this hypothesis through the case of Turkey. The patterns of internationalization of the police in Turkey are exemplified from the establishment of the police organization till 1980s. This facilitates both sorting out some of the defining features of the police organization in Turkey and refining the internationalization of the police perspective.