Makale özeti ve diğer detaylar.
Gelişmiş kapitalist ülkelerde başlayan ve mali sektörden reel ekonomiye taşınan küresel krizin etkileri, Türkiye'nin "krizden önceki krizi"ni daha da ağırlaştırmış ve Türkiye, 2009 yılında daralan bir ekonomi ve artan işsizlik oranları ile karşı karşıya kalmıştır. Türkiye, krize karşı, aralarında aktif ve pasif işgücü piyasası önlemleri de bulunan bir dizi önlem almıştır. Aktif işgücü piyasası politikaları olarak, işverenlere sağlanan istihdam teşvikleri, İŞKUR vasıtasıyla sağlanan mesleki eğitim ve toplum yararına çalışma ön plana çıkmaktadır. Pasif işgücü piyasası politikaları kapsamında ise kısa çalışma ve ücret garanti fonu altındaki ödemelere ağırlık verilmiştir. İşsizlik sigortasına hak kazanma ve yararlanma koşullarında iyileşme sağlanmamış, yalnızca bağlanan işsizlik ödeneğinde sınırlı bir iyileşmenin yolunu açan bir düzenleme yapılmıştır. İstihdam teşvikleri için İşsizlik Sigortası Fonunun kullanılması, işsizlik sigortasına prim ödemeyen diğer işsizlerin de mesleki eğitim ve diğer Fon kaynaklı önlemlerden yararlandırılmaları ve özellikle de Fon gelirlerinden bir bölümünün alt yapı yatırımları ve sosyal harcamalar için bütçeye aktarılması, Fon kaynaklarının amacı dışında kullanılmasına yol açmıştır. Bir etki analizi yapılmamış olmakla birlikte, ilk sonuçlara bakıldığında, kriz döneminde alınan işgücü piyasası önlemlerinin istihdam yaratma kapasitesinin, sınırlı kaldığı görülmüştür.