Makale özeti ve diğer detaylar.
Sıra-büyüklük dağılımının ilk kullanılışından bu yana yerleşim yerlerinin sırabüyüklük dağılımını inceleyen araştırmacılar, genellikle dağılımın üst bölümünü, yani belirli bir eşikten yüksek nüfusa sahip büyük kentleri incelemişlerdir. Oysa yerleşim yerlerinin büyük çoğunluğu nüfusça küçük olup, dağılımın nüfusça alt ve orta sıralarında da kayda değer düzenlilikler görülmektedir. Türkiye‘nin yerleşim yerlerinin sıra-büyüklük dağılımı bütün yerleşim birimleri dahil edilerek incelendiğinde 2000 nüfus sınırında sıra-büyüklük dağılımının eğiminde doğal olmayan bir kırılma tespit edilmiştir. Bilindiği üzere 2000 nüfus değeri, bu bildiride incelenen dönem boyunca (1950-2000) belediye kurulumu için öngörülen alt nüfus eşiğidir. Söz konusu kırılmanın, 2000 nüfus eşiğini geçmek ve böylece belediye kurmaya hak kazanmak isteyen yerleşim birimlerinin hayali nüfus yazımlarına işaret etmesi kuvvetle muhtemeldir. 2005 yılında Belediye Kanununda yapılan değişiklik ile belediye kurulumu için nüfus eşiği 5000‘e çıkarılmıştır. Eğer gerekli önlemler alınmaz ise önümüzdeki sayımda aynı kırılma bu sefer 5000 nüfus eşiğinde görülecektir. Sayımda yapılacak kontrollerin yanında, belediyelere kaynak aktarımında sayım nüfusunun esas alınması uygulaması da tartışılmalı, hayali olarak yükseltilmesi sayım nüfusuna göre daha zor alternatif ölçütler üzerinde durulmalıdır.