Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu çalışmanın amacı, 19. yüzyılın ikinci yarısında sosyalizmin genel çerçevesi içinde şekillenen ve Marksizm‘le demokrasi anlayışı bağlamında farklılaşan üçüncü yolun tarihsel gelişim çizgisini izlemektir. Sosyal demokrasinin, liberalizmin özgürlükçü idealleri ile sosyalizmin eşitlikçi idealleri arasında şekillenen serüveni içinde, özellikle II. Dünya Savaşı sonrası şekillenen refah devleti modeli çalışmanın ana ilgi konusudur. Savaşın yol açtığı yıkımdan ve faşizmden alınan dersle Batıda kalıcı uzlaşma ve istikrar arayışının ürünü olarak ortaya çıkan refah devleti, özellikle 1980 sonrası, zamanını doldurmuş istisnai bir tarihsel an olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışma ise özellikle ‘yeni üçüncü yol‘ tartışmaları ve reform deneyimleri bağlamında refah devletinin sosyal demokrasi ideali açısından kalıcı kazanımlarını tespit etmek çabasındadır. Refah devletinin belirli bir dönemin ürünü olmaktan çok işbirliği-dayanışma ve ihtiyaç temelli bir yeniden dağıtım prensibini hayata geçirerek sosyal demokrasi felsefesinin kurumsallaşmasında oynadığı etkin rolü ve farklı ülke deneyimlerinde ortaya çıkan kazanımları ortaya koymak neo liberalizmin iddialarına verilmesi gereken acil ve zorunlu bir cevap olarak görülmektedir.