Makale özeti ve diğer detaylar.
Tasarruf açığı bulunan kişilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak üzere kredi kuruluşlarından belirli bir maliyetle geri ödenmek üzere aldıkları bir borç olan kredi vadesi 90 günü geçmesine rağmen kısmen veya tamamen ödenmeyerek takibe düşebilir. Takipteki kredilerin toplam kredilere oranı, ekonomide bireylerin ve kurumların ödeme kabiliyetini gösterirken, bankalarda da aktif kalitesini ve risk düzeyini gösterir. Bu nedenle oran, ekonominin genel durumu açısından öncü gösterge niteliği taşırken, aynı zamanda da her dönemde ekonominin ve bankacılık sektörünün performansının değerlendirilmesinde en çok dikkate alınan göstergelerden biridir. Türkiye'de takipteki kredi oranı 2008 krizinde 2001 krizine göre sınırlı seviyede artmış, birçok AB ülkesine kıyasla da daha düşük bir seviyede belirlenmiştir. Bu olumlu gelişmede, 2001 krizinin ardından hayata geçirilen reformların etkisinin bulunduğu düşünülebilir.
The credit which is a debt advanced to a borrower having a saving gap to meet various needs by the credit agencies in return for a certain cost to be paid back may require legal proceedings when being failed to pay partially or wholly after being overdue for 90 days. While the rate of the non-accruing loans to the rates of total loans shows the solvency of the individuals and enterprise in economy, it shows the asset quality and risk level in banks. Thus, the rate constitutes a leading indicator in terms of the general state of the economy, besides; it has been one of the indicators mostly considered to evaluate the performance of economy and banking sector at all periods as well. The rate of non-accruing loans in Turkey has increased in a limited level during the crises in 2008 compared to the crises in 2001, and set in lower level in contrast with many EU countries. It may be contemplated that the reforms put into practice after the crises in 2001 have effects on this positive improvement.