Mekke’de inzal olup insan cinsinin aklıyla tefsir ve te’vile dönüşen ilahi metin o günden itibaren beşerin anlam dünyasına değer katmaya devam etmektedir. İlahi mesajın buluştuğucoğrafyanın temel karakteri, erkeğin ontolojik olarak üstün, kadının ise eksik, zayıf ve hatta ikincil varlık olduğu şeklindedir. İlahi iradenin Kur’an-ı Kerim ile Mekke toplumunda cinsiyet farklılığına hiyerarşik bir anlam yükleyerek erkeklerin asıl, kadınların ise ikincil bir varlık olmadığının, zihinsel, duygusal ve fiziksel olarak farklılıkların her iki cins için de olabileceği tutumuna çözüm üretmeye verdiği cevaptır. Mekke’de nazil olan sûrelere bakıldığında “kadın prototiplerin” öne çıkan özelliklerinin Mekke’de yeni bir kadın kimliği ve anlayışı inşasına yönelik olduğu görülmektedir. Bunun da Arap toplumunun sosyal ve bireysel hayatının oluşumuna ahlaki ve olumlu bir bakış açısı kazandırdığı açıktır. Bu bağlamda özellikle Hz. Meryem’in önemli bir konumu vardır. Zira Yahudilikte aşağılanan, Hıristiyanlıkta ilahlaştırılan Meryem’in, Kur’an’da Allah’a olan bağlılığı, adanmışlığı,