Tefsirlerde yabancı kökenli bilgilerin, özellikle de Yahudi ve Hıristiyan kültürüne dayanan şifahî rivayetlerin nakli, kökleri ilk dönmelere uzanan çeşitli meşruiyet tartışmalarına sebep olmuştur. Meselenin diğer bir boyutunu ise onların kutsal kitaplarıyla meşgul olmak ve/veya bunlardan doğrudan nakilde bulunmak, bir başka deyişle kitabî bilgilerin nakli oluşturmaktadır. Bunun meşruiyeti ile ilgili de çeşitli tartışmalar yapılmış ve bu tartışmalar içerisinde bunun caiz olduğunu düşünenler kadar, mekruh hatta haram olduğuna hükmedenler bile olmuştur. IX. hicri asra gelindiğinde ise problem etrafında çok ciddi polemikler meydana gelmiş ve iki uç görüş ortaya çıkmıştır. Bu makale, dönemin iki önemli ismi Bikâî (ö. 885/1480) ile Sehâvî (ö. 902/1497) arasında, söz konusu probleme ilişkin cereyan eden bir polemiği ele alacaktır.