Makale özeti ve diğer detaylar.
İkinci Dünya Savaşı’ ndan 1970’ lere kadar uzun dönemli büyüme konjonktürü, talep yönlü iktisat politikaları ve sosyal devlet anlayışına dayanmaktadır. 1980’ li yıllarla birlikte kriz koşullarının sonucu olarak, arz yönlü iktisat politikaları, devletin aktif müdahalelerinin azaltılması ve sosyal harcamaların kısılması gereğini vurgulamaktadır. Bu önerinin gerekçesi sosyal harcamaların merkezi yönetimin yükünü ağırlaştırarak etkin devletin varlığını engellemesi olarak gösterilmektedir. 1990’lı yıllardan itibaren de, piyasanın ihtiyaçlarını karşılamak, sosyal harcamalarda oluşan boşluğu doldurmak için, bu hizmetlerin gerçekleştirilmesinde, yerel yönetimlere yetki veren, özel sektörü, üçüncü bir sektör olarak, sivil toplum kuruluşları çatısı altında karar süreçlerine dahil eden bir yönetim anlayışına geçildiği görülmektedir. İyi yönetişim olarak adlandırılan bu anlayış, merkezi yönetimin tasfiyesini, ekonomik yapıların ve kurumların dönüştürülmesi gereğini vurgulamaktadır. Bu dönüşüm, kamu kesimi, özel sektör ve üçüncü sektörün birlikte hareket ettikleri, karar süreçlerinin merkezden yerele; dolayısıyla, siyasi alandan profesyonel alana doğru kaydığı bir yönetim yapısının varlığıyla ilişkilendirilmektedir. Türkiye’de, sosyal devlet harcamalarındaki kısıntıyla birlikte, bu alandaki boşluğun, giderek, yerel aktörlerle işbirliği içinde projeler üreten sivil toplum kuruluşları tarafından doldurulduğu, benzer bir süreç yaşanmaktadır. Bu çalışma, içinde bulunduğumuz dönemde devam etmekte olan söz konusu geçiş sürecinin varlığını, birer iyi yönetişim örneği olarak, geniş kapsamlı projeler olmaları nedeniyle, 2004-2007 döneminde yürütülen, Yeni Umutlar ve İnsanca Yaşam Proje’lerine dayanarak ortaya koymaktadır.
The long term growth conjecture which prevails from the Second World War up to 1970s grounds on demand side economic policies and social state approach. During 1980s as a result of economic crisis conditions, the supply side economic policies emphasize the need of diminishing active state intervention and reduction in social expenditures. The rationale behind this proposal is pointed out as social expenditures restraining the active state existence by aggravating the burdens of central government. Since 1990s, in order to meet the needs of the market, to close the gap occurred from social expenditures the governance approach which empowers local governance and incorporates the private sector into the decision making processes under the framework of nongovernmental organizations as the third sector has been developed. This approach, which is recognized as the good governance, highlights the need of transformation of economic structures and institutions, adjustment of central government. This transformation is associated with the governance structure in which public sector, private sector and the third sector corporate and decision making processes shift from centre to local accordingly from political sphere to professional sphere. With the reduction of social expenditures, a similar process has been experienced in Turkey, where the gap in this field filled by the nongovernmental organizations who generate social projects in corporation with local actors. This study exposes the aforementioned transformation process which continues also in this period as the examples of good governance through constructing its grounds on New Hopes and Humane Life projects carried out in 2004-2007 period.