Makale özeti ve diğer detaylar.
Son otuz yılda gelişmekte olan ülkelerde epidemiolojik geçiş ve nüfus yapısındaki değişiklik nedeniyle artan sağlık harcamaları, sağlık sistemlerinin ileri derecede planlanmasına yol açmıştır. Sağlık hizmetlerinin finansmanıyla ilgili tartışmalar hem kamu kesiminde hem de özel kesimde devam etmektedir. Bütçe açıkları ve uluslararası kreditörlerden gelen baskılar nedeniyle, kamu sübvansiyonlarının efektif kullanımı ve kamu harcamaları için özel kaynakların harekete geçirilmesi sağlık hizmetlerinde piyasaya dayalı finansal modeli uygulamaya çalışan bu ülkelerde büyük bir öneme sahiptir. Global işbirliği, ortak kamu sağlığı problemlerinin çözümünde zorunlu olmaktadır. Diğer kalkınmakta olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de son beş yılda sağlık hizmetleri reformunu gerçekleştirebilmek için pek çok çalışma başlatılmıştır.
In the last thirty years, rising health care costs of developing countries as a matter of epidemiologic transition and demography led to advance planning of health systems coping with increasing demands. The debate about health care financing continues in both public domain and private sector. Effective use of public subsidies and mobilizing private resources for public expenditures have a great importance in these countries trying to implement market-based financial model for health care services, since budgetary deficits and pressure from international creditors. Global collaboration is also needed to solve shared public health problems. Turkey, as well as other developing countries, initiated a series of efforts to establish health care reform in the last five years.