Bu makalede, Heidegger’in nihilizmi metafiziğin, metafiziksel Varlık deneyiminin, özsel boyutu olarak kavrayışını tetkik ediyor, ve akabinde, bu olguya Heidegger’in ne tür karşılıklar verdiğini ele alıyoruz. Heidegger nihilizmi metafiziksel düşünme biçimi içinde köklenmiş olarak düşünür, bu nedenledir ki metafizik ve nihilizm asli bir özdeşlik arzederler. Çerçevesi içerisinde Varlık’ın, açık veya örtük olarak, sanattan bilime, Batı kültürünün tüm sahalarında, deneyimlenip, ifadelendirildiği bu düşünme biçimi bize Batı geleneğinin derin tarihini ya da hareketini vermektedir. Nihilizm metafizik için esas olan varolanlara dayalı düşünüşün hükümranlığından neşet eder. Bu ise, Hiç’in, gizlenme boyutu olarak, asli bir unsuru olduğu Varlık’ın gizlenme-açılmaya dayalı karakterinin
Özet İngilizce :
In this article, we explore Heidegger’s understanding of nihilism as the essential dimension of metaphysics, of metaphysical experience of Being, and in the following, we address his responses to it. Heidegger takes nihilism as rooted in the metaphysical way of thinking, hence metaphysics and nihilism standing in a primordial identity. Such metaphysical way of thinking as a framework in which Being is experinced and articulated, explicitly or implicitly in all areas of Western culture, from art to science, gives us the deep history or movement of Western tradition. Nihilism grows out of the hegemony of the entitative vision definitive for metaphysics that involves the loss of un-concealing character (truth) of Being, of which Nothing, as concealment dimension, is an essential element.