2011 seçimlerinden önceki para arzı, hane halklarının ve şirketlerin artan kredi talebi ile genişlemekteydi. Bu para arzı artışı, azalan para talebi nedeniyle yapay ve güvenilmez olabilmektedir. Türk lirasının değer kaybetmesinin ana nedeni buydu. Para arzı artmasına rağmen para talebi, çevrenin belirsizliliği nedeniyle aynı hızla artmamaktaydı. Bu çalışmanın amacı, artan para arzı ve yetersiz para talebi ile azalan Türk lirası değerini ilişkilendirmektir. Çalışmada veri toplama yöntemi kullanıldı. Paranın değeri arz tarafından olduğu kadar, talep tarafından da belirlenir. Yıllarca karĢılanamayan talepler yetersizlik olarak görüldü ve bankaların yaratmıĢ olduğu para arzı istikrarlı bir strateji olarak kabul edildi. Ama mortgage krizi bunun istikrarlı olmaktan uzak olduğunu gösterdi. O halde arzı talepten önce arttırmak, kurun istikrarını korumak açısından tercih edilmemelidir. ġirketler, kendi sermayeleri ile büyümeye ve yabancı ülkeler ile çalışmaya teşvik edilmelidir. Yabancı ülkelerin pazar olarak hedef alınması yapay yerine, gerçek para arzı yaratacaktır.