Makale özeti ve diğer detaylar.
İtilâf Devletleri, I. Dünya Savaşı sırasında düşmanla işbirliği yapan Ermenileri savaş alanı dışında bir bölgeye sevk etmesi sebebiyle Osmanlı Devleti'ni eleştirmiş ve bu konuda sorumluluğu olanların cezalandırılmasını talep etmiştir. Mondros Mütarekesi sonrası İstanbul'u işgal ettikleri zaman bu konudaki baskıları daha da artmış, cezalandırma eyleminin acele olarak uygulanması istemişledir. Osmanlı Devleti bu baskılar karşısında daha fazla dayanamamış, uygun bir barış yapabilmek düşüncesiyle, Ermenilerin tehcirini gerçekleştiren İttihat ve Terakki yöneticilerini olağanüstü bir mahkeme olan Divan-ı Harbi Örfî mahkemesinde yargılanmalarını sağlamıştır. Ancak burada görev yapan mahkeme heyeti, herhangi bir suç unsurunun olup olmadığına bakmak yerine İtilâf devletlerinin ve İttihatçı karşıtlarının isteği doğrultusunda çalışmıştır. Siyasi bir intikam aracı olarak çalıştığı için de bu mahkemelerden verilen kararlar kamu vicdanını son derece rahatsız etmiştir. Özellikle Damat Ferit Paşa'nın sadrazam olduğu dönemlerde yapılan yargılamalar, hiçbir hukuk kuralına uyulmadığı için çok ciddi tepkilere yol açmıştır. Bu mahkemede farklı kişiler de görev yapmış olmakla birlikte, mahkemenin üye ve başkanlıklarında bulunmuş olan Süleymaniyeli Mustafa Paşa, zalimane uygulamaları sebebiyle "Nemrut Mustafa" olarak anılmıştır. Bu çalışmada, İttihatçıların yargılanma sürecinde veya ceza verilmelerinden sonra, sanıkların suçsuzluğuna delâlet eden bazı örneklere yer vermek suretiyle, yargılamalarla ilgili eksik bilgiden kaynaklanan yanlış düşüncelerin giderilmesi amaçlanmıştır.
Triple Alliance criticized the Ottoman Empire on the grounds of sending the Armenians who collaborated with the enemy during World War I outside of the war field and requested punishment of those having responsibility for this issue. Further they increased the pressure on this subject and wanted to rush the implementation of punishment when they occupied İstanbul after Mondros Armistice. The Ottoman Empire could not resist against these pressures, with the idea of making a proper peace, and provided the prosecution of the directors of the Committee of Union and Progress performing the exile of Armenians at the Martial Court ( Divan-ı Harb-i Örfî) , an extraordinary court. However, this court worked at the request of the the Allies and the Unionist opponents instead of looking whether there is any element of a crime. The decisions of this court was extremely uncomfortable for the sense of community. Especially the trials during the periods of Grand Vizier Damat Ferit Pasha collected a very serious reaction for non-compliance with the rule of law. Although different people made the task of this court, Süleymaniyeli Mustafa Pasha, having positions such as membership and presidency, was known as "Nemrut Mustafa" because of his cruel practices. In this study, it is aimed to eliminate wrong ideas arising from incomplete knowledge in the process of being judged of Unionists or after being punished of them, by giving some examples which signifies that defendants are innocent.