Makale özeti ve diğer detaylar.
Hem Çarlık hem Sovyetler zamanında Rusların hükmettiği devasa coğrafyanın Fransız Rivierası’ydı. Savaş ve ambargoların üzerine geçirdiği ürkütücü şala rağmen hala Riviera. Ama bir farkla, Kafkasya’nın bu cennet köşesi şimdi ne Rusya ne de bölgenin küçük emperyal gücü Gürcistan’ın elinde. Abhazya nam-ı diğer Apsnı (Canlar Ülkesi) tarihi topraklarında kendi egemenliğini yeniden inşa ediyor. 1991’de Sovyetler Birliği dağılırken tarihi bir fırsatla Gürcistan’la 1931’de kurulmuş zoraki evliliği sırtından atmıştı. Gel gör ki, bunun karşılığı Gürcistan’ın 1992’de başlatıp 13 ay sonra yenilerek çekildiği yıkıcı savaş oldu. Yıkımdan kurtulup yaralarını sarmayı umarken 1995’ten itibaren Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ambargosuyla tüm dünyadan tecrit edilerek ağır bir bedel ödedi. ABD’nin Kafkasya’ya Gürcistan üzerinden girme çabasına karşın Abhazya tampon bölge olarak Rusya için kıymete binince Abhazlar için tarihin seyri de değişmeye başladı. 2006’dan itibaren Rusya, Abhazya’ya uygulanan ambargoları fiilen adım adım sonlandırırken asıl talih kuşu Abhazya’nın başına Ağustos 2008’de Gürcistan’ın Güney Osetya’ya açtığı savaşla kondu. Savaş Güney Osetya’yı yıkarken Abhazya’yı diriltti. Abhazlar Osetlerle dayanışma için ikinci cephe açıp 1993’de Gürcistan’a kaptırdıkları Yukarı Kodor bölgesini ve İngur nehri üzerindeki hidroelektrik santralinin bulunduğu bölgeyi tek can kaybı vermeden yeniden ele geçirdi. Tarihin seyrini asıl değiştirense Rusya’nın, Kosova’nın tek taraflı bağımsızlık ilanını tanıyan ABD ve Batılı müttefiklerinden Abhazya ve Güney Osetya’yı tanıyarak intikam alması oldu. Tarihte krallık kurmuş, Moğollardan İranlılara, Osmanlıdan Ruslara çok sayıda küresel devin istilasına uğramış Abhazya bu kez eski cellâdının elinden tutmasıyla yeniden ayağa kalkıyor…