Makale özeti ve diğer detaylar.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Rus ekonomisi ve politikasının hem bölgesel hem de uluslararası ilişkilerde bir gerileme yaşadığı bir gerçektir. Büyük bütçe açıkları bir taraftan, yakın coğrafyası üzerinde kaybettiği siyasi etkisi diğer taraftan, Rusya’yı zor bir durumda bırakmıştır. Rusya’nın sahip olduğu enerji kaynaklarının jeopolitiği bu zor durumun üstesinden gelmesi için bir fırsat oluşturmuştur. Sahip olduğu muazzam ham petrol ve doğal gaz rezervleri ile nakliye güzergahları üzerindeki baskınlığı ve kontrolü, Rus ekonomisi ve politikasının hem bölgesel hem de küresel ölçekte yeniden doğmasına yol açmıştır. Buna ilaveten, Rusya sahip olduğu eneji kaynaklarını ve nakliye güzergahlarını dış politikasında bir araç olarak kullanmaya istekli ve muktedir olduğunu kanıtlamıştır. Rusya, enerji geopolitiğini başarılı bir şekilde kullanarak, ilgili ülkeler üzerindeki gücü ve etkisini arttırmak için bir fırsat bulmuştur.
Jordanes of the 6th century relates that the Huns used to call the river Dnieper as ‘Ver’. This name is etymologised by linguists as connected with the name ‘Özü’ given by the Turks of near ages to the same river. Al-Bîrûnî of the 11th century tells about the ‘Vâr’ steppes, where the Pečeneg Turks lived in his days. This word is associated with the name given by Jordanes for the Dnieper, which was in the mid of the Pečeneg country. No other source gives this name and it seems to be reserved only to Turks. A similar word occurs in Herodotus of the 5th century BC in the form ‘Oares’. This name, used by only Turks for a wide time interval, may indicate the very antiquity of settlement of the Turks in the region.