Makale özeti ve diğer detaylar.
Refah devletinin yasadığı finansman krizi sürecinde yeni ekonomik ve toplumsal kosullar geleneksel refah devleti anlayısındaki argümanların savunulmasını ciddi biçimde zorlastırmıs ve neo-liberal ideoloji ekonomi politikaları ve sosyal politikalarda etkisini göstermeye baslamıstır. Refah devletinden ya da ekonomik rekabet üstünlüğünden vazgeçme ikilemi karsısında, neo liberalizm ve geleneksel refah devleti anlayısı arasında bir orta yol olarak gelistirilen sosyal yatırım devleti anlayısı, beseri sermaye kazandırmaya yönelik aktif sosyal koruma politikaları - aktiflesme stratejisi yoluyla bu krizin asılabileceğini salık vermektedir. Bu makalede, refah devletinin değisen konteksti ve bu kontekste uygun olarak sosyal politikalarda aktiflesme stratejilerinin gelisimi ile bu stratejilerin bugünün refah devletleri uygulamalarındaki konumu incelenmeye çalısılacaktır.
During the financial crise process of the welfare state, new economic and social conditions have complicated to justify conventional argumants of welfare state and neo-liberal ideology has taken effect in economy and social policies. In face of dilemma about giving up either welfare state or competitive advantage in economy, social investment state approach which is developed as a moderate way between the neo-liberalism and conventional thought of the welfare state, proposes that the crise can be overcome by using human capital orientated active social protection policies – activation strategy. In this article, changed context of welfare state and development of activation strategies in social policies in accordance with this new context and also positions of these strategies among current welfare state practices are analysed.