Makale özeti ve diğer detaylar.
II. Dünya Savası'ndan sonra gelisen refah devleti anlayısı, tam istihdam varsayımına ve ailenin gelistirdiği tamamlayıcı role, özellikle kadınların aile içindeki ücretsiz çalısma biçimlerine dayandırılan mevcut sosyal güvenlik sistemlerinin ve bu sistemlerin dayandığı gelir ve sosyal güvence sağlama varsayımının temelleri üzerinde yükselmistir. Bu temeller üzerinde yükselen Keynesyen refah devleti, 1970'lerin ikinci yarısından itibaren bir taraftan ekonomideki küresellesme süreci ve endüstriyel dönüsümlerin ulusal isgücü piyasası üzerinde yarattığı genis çaplı etkiler, diğer taraftan ise, nüfusun yaslanmasına bağlı olarak ortaya çıkan derin yapısal değisiklikler, - kadınların formel isgücü piyasasına katılım oranının yükselmesi, mali krizler ve sosyal politikalara iliskin ideolojik uzlasmanın erozyonu- gibi sebeplerle ortaya çıkan issizlik olgusu ve buna bağlı olarak artan yoksulluk ve sosyal dıslanma sorununu çözmede yetersiz kalmıstır.