Makale özeti ve diğer detaylar.
Düşünce tarihinde, Antik Yunandan günümüze kadar kadın, erkekle aynı dünyayı paylaşmasına rağmen, aynı toplumsal koşulları elde edememiştir. Kadın ve erkeği ayrı dünyalara ve toplumsal koşullara yerleştiren toplumsal akıl, cinslerin özgürlük sınırlarındaki farklılıkları doğallaştırmıştır. Kadının taşıdığı bedenin erkeğe göre daha az fiziksel güce sahip olduğu kurgusu, onun korunması, kollanması fikrine yaslanarak geçerlilik kazanmıştır. Erkek aklın biçimlendirdiği kamusal sosyal erk, kadına, irrasyonel özelliklerle kurgulanan, sınırlı bir özel alan, tahsis etmektedir. Bu temelde, aklın üstünlüğünü, eşitliğini ve özgürlüğünü evrenselliğini kabul eden modernite içinde, kadınların güçsüzleştirerek ötekileştirildiğini konu alan bu çalışmada, düşünce tarihinin kadın erkek karşıtlığı, eleştirel perspektifle feminist hareketin gelişme zemininde değerlendirilmektedir.
In history of thought, since Ancient Greek till now, even though the women share the same world with man , She couldn't obtain the same social circumstances. The social reason which place the women and men to different worlds, has made the the limitation in the border of freedom very normal. The fiction that is the women need to be cared as her body is fragile than men has become valid. The social authority shaped by the men's wit, has given the women a very limited private area which is constructed by the irrational features.With that said, in modernity the acceptance of the mind's superiority, equality, freedom and universality, and in this study women's impoverishment and otherization her are evaluated according to the contrast between men and women in history of thought and a crticial perspective in feminism.