Makale özeti ve diğer detaylar.
Türk şiirinde II. Yeni olarak adlandırılan anlayışın temsilcisi olarak kabul edilen şairlerin sosyal, siyasal veya güncel konulara yer vermedikleri yönündeki eleştiriler, bu anlayışla şiir yazan şairlerin bütün yapıtları için doğru bir genelleme değildir. Başta Sezai Karakoç olmak üzere, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever ve İlhan Berk gibi II. Yeni olarak kabul edilen şairlerin eserlerinde Ortadoğu ve Afrika'nın çeşitli yönleriyle yer aldığını söylemek gerekir. Cemal Süreya, bu coğrafyaları, modernizm ve gelenek çatışması bağlamında ele alarak, medeniyetin doğduğu yer olarak düşündüğü Ortadoğu'nun tarihini ve bugününü karşılaştırıp çeşitli imgeler üzerinden anlatır. Ortadoğu'nun içinde bulunduğu olumsuz şartları dile getiren şair, geleceğe dair ümitlerini bu coğrafyanın tarihinden gelen güç sayesinde ortaya koymaya çalışır. Turgut Uyar ise modernizmin neden olduğu bunalımı anlatırken bu coğrafyaları bir kaçış yeri olarak anlatır. Edip Cansever ve İlhan Berk'de ise Ortadoğu ve Afrika yine modernlik karşıtlığının bir yansıması olarak şiire girerken bazen kendi kişisel intibaları, hatıra ve hayalleriyle bu coğrafyalar arasında imgesel bağlar kurulur. Şiirinde bu coğrafyalara en çok yer veren şair ise Sezai Karakoç'tur. Onun şiirlerinde, bu coğrafyalar din, tarih, kültür ve gelenek merkezli bir yaklaşımla ele alınır. İslam dünyası için çok önemli bir coğrafya olan Ortadoğu, Sezai Karakoç için aynı zamanda kültürü ve insan zihnini şekillendiren en önemli etkendir. Bu bağlamda onun şiirinde bu coğrafyalar eski-yeni dönemlerin zıtlığı ve bu zıtlığın neden olduğu bunalımı yansıtacak biçimde de kendilerine yer bulurlar.
The critisizm to the poets who are the representatives of trend called The Second New in Turkish poetry that they didn't mentioned the social, political or current issues is not a correct generalization for all works of these poets. It must be stated that poets like Sezai Karakoç, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever ve İlhan Berk, namely The Second New in Turkish poetry, mention various aspects of the Middle East and Africa. Cemal Süreya tells the history of the Middle East that he thinks it is the birth place of the civilization comparing with its past and today through some images dealing with these geographies in terms of struggling of modernism with the conflict of traditions. The poet reflecting unfavorable conditions of the Middle East tries to Express his hopes for future by the help of the power originating from the history of this geography. As for Turgut Uyar, while he is talking about the depression caused by modernism, he tells that these geographies are escape ways. While the Middle East and Africa are included in the poem as the reflection of contrast of modernism in Edip Cansever and İlhan Berk, an imaginary relationship is founded between their own personal impressions, memories and dreams with these geographies. The poet who gives most places in his poem is Sezai Karakoç. In his poems, these geographies have been discussed in an approach with a history, culture and tradition centered. The Middle East which is a very important geography for the Islamic World is the most significant factor for Sezai Karakoç that forms the culture and human mentality. In this context, these geographies find places in his poems in such a way that they reflect the contrast of the new and old periods and the depression caused by this adversity.