Makale özeti ve diğer detaylar.
Klasik iktisatçıların aksine devletin kaynak dağılımında etkinlik, tam istihdam, kalkınma ve gelir dağılımında adaletin sağlanması gibi konularda etkin rol oynaması gerektiğini öne süren ve iktisadi liberalizm anlayışının 1929 yılında aldığı yaraya deva bulan John M. Keynes'in; refah devleti yaklaşımının kuramsal temellerinin oluşumundaki katkısı göz ardı edilemez. Ne var ki; makroekonomik politikalarla yöneten ve talep odaklı Keynesci Refah Devleti anlayışı, 1970'li yıllarda patlak veren stagflasyon olgusu ile çıkmaza girmiş, yerini Bob Jessop'un kurguladığı bir tipoloji olan ekonomik açıdan rekabetçi, teknolojik düzeyde inovasyonları yapabilen ve sözleşme hukukunda esnek Schumpeterci Rekabet Devleti'nin yükselişine bırakmıştır.
Contrary to Classical economists, John M. Keynes, who designed the economic policies to heal the economic downturn that was experienced in 1929, advocates the active role of government in the process of efficient resource distribution, full employment, development, equality in income distribution and in this respect he becomes the person who paves the theoretical background of the welfare state approach. However, Bob Jessop's economically competitive, technologically innovative and contractually flexible Schumpeterian workfare state supersedes the macroeconomic policy oriented Keynesian welfare state that was deadlocked by stagflation problem of 1970's.