Makale özeti ve diğer detaylar.
Orta Asya ülkeleri Sovyet sonrası dönemde değişmeyen başkanlar ve bu başkanlar etrafında örülmüş otoriter rejimler olarak karakterize edildiler. Başkanlık sistemi, yolsuzluk, nepotizm ve çoğulculuk karşıtı uygulamalar gündeme geldiğinde eleştirilerin ana odağı oldu. Başkanlık sisteminden parlamenter sisteme geçmeyi 10 yıldır planlayan Kırgızistan muhalefeti 2010 itibarıyla Orta Asya için bir ilki gerçekleştirerek parlamenter sisteme geçti. Ancak bu değişim siyasette yapısal bir değişime de yol açtı mı? Bu yazı, Orta Asya'da iktidarların devamlılığı ve değişimini tayin edecek olan kapalı kapılar ardında süregiden bir pazarlık mekanizması mevcudiyetinden hareketle siyasal elitlerin merkezle ilişkisini Özbekistan ve Kırgızistan örneklerinde karşılaştırarak merkezi iktidarın güç kaynakları anlamaya ve analiz etmeye çalışmaktadır.
Post-Soviet Central Asian states' political systems characterized with a high level of authoritarian rule, corruption and nepotism. Kyrgyzstan, by mid 2010, reformed her political structure and accepted parliamentary system as the first country in her region. Since prevalence and the future of presidents' power in the region involve back-room negotiations amongst the existing elite from various sectors and regions we need to ask ourselves who constitute the elite and what is the basis for their political power? This article aims at exploring the dynamics of political power base by contrasting the two contexts: Kyrgyz Parliamentarian and Uzbek presidential systems.